Kur’an’ın İstedikleri ve Bizim Uygulamalarımız

Allah (cc) yapmamız gerekenleri ve sakınmamız gerekenleri, nerde-ne şekilde-ne zaman-nasıl yapacağımızı çok sarih bir şekilde ayetleri ile bizlere gösteriyor. Müslümanlar olarak ahiret hayatının saadeti, dünya hayatının mansuriyetini görmek istiyor isek bu emir ve nehiylere beyan edilen ölçüler dahilinde uymamız gerekir.

Bunu yapabilmek için, Kur’an ile aramızın iyi olması lazım gelir. Kur’an ile aramızın iyi olması, Allah (cc) ile sürekli iletişim halinde olmamız demektir. Kur’an ile ilişkiyi kesen, Allah (cc) ile arasını açmış demektir. Yaşayışımızın, fikirlerimizin, düşüncelerimizin, yöntemlerimizin Allah’ın (cc) istediği şekilde olması için, sürekli bir şekilde Kur’an merkezli muhasebe yapmamız gerekir. Eksiklerimizi tamamlamamız, hatalarımızı düzeltmemiz gerekir. Şu durumda Kur’an cetveli ile kendimizi ölçmeye başlayalım.

“Oku” emri… Kur’an’daki bu emri sadece kitap olarak algılayıp, sürekli tekrara düşmenin verdiği psikolojik rahatsızlıklar ve içinden çıkamadığımız bu döngü bizim gerçeğimiz. Okumak eylemi sadece kitap okumak değildir. Okumak; Kelamullahı, hayatı, insanı, kainatı ve oluşları okumaktır. Yaratılmış olan her varlığın bir ayet/delil olduğunun bilincinde, her ayeti okuyabilmektir. Okumak eylemi, Allah’ı (cc) anlamak çabasıdır. Hikmetleri görebilme yetisidir okuma eylemi.

“Kur’an’a/Kitaba sarılın.” emri… Ölçüleri, yolu, yöntemi öğreten ilahi kitaba sarılmak. En fazla okumamız gerekirken, en az okuduğumuz kitap, Kur’an. Her bir ayeti, Allah’tan (cc) bizlere gönderilen bir mektup olan kitabı hayatımızın merkezine almalıyız. Hiçbir kitap Kur’an’dan öncelikli değildir. Eksiklikten münezzeh olan yegane kitap olan Kur’an’a en değerli hazinemiz, cennete giden yolda tek yol haritamız olarak bakmalıyız.

“Allah’a yaklaştıracak vesileler arayın” emri… Kur’an’ın diğer ayetlerinde bu vesilelerin neler olduğunu bize beyan eden Allah’ın (cc) istediği vesileleri bir kenara bırakıp, heva ve hevesten sudur eden vesileler ediniliyor maalesef.

“En yakınlarını uyar” emri… Şimdi başımızı iki elimizin arasına alalım ve düşünelim. Biz kimi uyarıyoruz? Yakınımızdaki, eşimiz, çocuklarımız, kardeşlerimiz, annemiz, babamız ve komşularımızı mı uyarıyoruz yoksa en uzağımızda bulunan insanları mı uyarıyoruz? Şayet yakınımızdakileri uyarıyor ve tebliğin gereğini yapıyorsak sorun yok. Kur’an’ın emrine uyuyoruz demektir. Nebevi metoda göre, diğer insanlara da tebliğ edebiliriz demektir. Fakat yakınımızdaki insanları es geçip, uzaktaki insanlar ile ilgileniyorsak bu bir hatadır. Bu hatadan hemen yüz çevirmemiz gerekiyor. Şu andan itibaren Kur’an’ın emrini yerine getirmek için bir adım atabiliriz. Daha da can alıcı bir soru sormamız gerekiyor; Müslüman olarak, en yakınımızdakilerden başlayarak insanları uyarıyor muyuz? İyiliği emredip kötülükten nehyediyor muyuz? Hakkı ve sabrı tavsiye ediyor muyuz?

“Tebliği en güzel şekilde yapın” emri… Güzel ve yumuşak bir dil ile nezaketli bir şekilde tebliğ yapmak. İnsanları kırmadan, incitmeden, küstürmeden güzellikleri anlatmak. Tebliğ yaparken, davanın sahibi edası ile değil, davanın memuru edası ile tebliğ yapmak. Bir insanın hidayetine vesile olmanın bizim cennet biletimiz olduğu bilincinde tebliğ etmek. Tekfirden ve sert söylemden uzak durmak. Ayet ve sahih hadisler ile tebliğ etmek. Cemaat, hizib ve mezhep söyleminden kaçınarak, insanları islama çağırmak.

“Yalnız Allah’a ibadet edin, yalnız Allah’tan yardım isteyin, yalnız Allah’a dua edin” emri… İbadet Allah için ve Allah’ın istediği şekilde olduğu vakit anlam bulur ve kabul görür. Yardım, nusret, imdat ancak Allah’tan istenir. Ve dua sadece Allah’a edilir. Dua edilirken, araya birilerini-bir şeyleri koymak yanlıştır. Yaptığımız ibadet ve dua şekillerinin mutlaka Kur’an’da beyan edilen şekilde olması gerekir. O zaman, ibadet ve dualarımızın delili olan ayetleri öğrenmeye başlayabiliriz. 

“Gecenin bir kısmını ibadet ile ihya et” emri… En faziletli ibadetlerden biri gece namazı. Kulluk disiplinin göstergesi. Gecenin bir kısmını ibadet ile geçirmemizi istiyor Allah. Bizler ise, televizyon, internet ve gereksiz (boş söz) lakırdılar ile gecelerimizi geçiriyoruz. Allah’ın emirlerini yerine getirememe sebebi olarak sunduğumuz mazeretlerin çoğu nefsi mazeretler. Mazeret bulma hastalığını terk etmeliyiz. Allah’ın emrinden daha mühim bir işimiz, daha mühim bir derdimiz olamaz.

“Faizden uzak durun” emri… Sakınmamız gereken büyük günahların başında gelen Faiz/Riba/Nema, maalesef Müslümanların çokta hassas olmadığı bir konu. Ayetler ile kesin olarak nehyedilen bu günahtan sakınmamız gerekir. Ev-araç kredileri, kredi kartları, geç ödenen elektrik-su-telefon faturalarına eklenen faizler ile her tarafımızı saran bir virüs gibi faiz.

“Şüphe edenlerden olmayın” emri… İman edin, inanın, şüphe etmeyin diyor ayetler. Bizler ise dil ile inandığımızı ifade etmek ile birlikte pratikte ise karşılaşılan zorluklar ve bir kısım imtihanlar esnasında şüphe edebiliyoruz. Bu ve benzeri hastalıkların çaresi yine Kur’an’da saklı. Kur’an okunduğunda reçete görülecektir. Allah hiç kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez ve Allah kalplere ferahlık verendir.

“Helal yollardan rızık elde etmemizi” emri… Helal yollardan rızık kazanmayı emreden ayetler ve bizler. Kapitalizmin gereklerine uyarak, sırf para kazanmak için helal-haram ayrımı gözetmeden para kazanma derdindeyiz. Kazanılan helal para (infak etmek ile birlikte) cennet vesilesi iken, kazanılan haram para cehennem sebebidir.

Bu emirler ile birlikte şu emirlere bakalım ve kendimizi hesaba çekelim. Ayetlerde emredilen şekilde mi davranıyoruz yoksa aksi bir davranış mı ortaya koyuyoruz?

“Hesap gününü unutmayın “emri… Biz?

”Ehli Kitabı, kafirleri, müşrikleri veli, dost ve sırdaş edinmeyin” emri… Biz?

“Muhkem ayetlere uyun” emri… Biz? 

“Kendini, aile eşrafınızı ve çocuklarını cehennem ateşinden koruyun” emri… Biz?

“Fitne ve fesada bulaşmayın” emri… Biz?

“Tartışmaktan uzak durun” emri… Biz?

“Haramdan korunun” emri… Biz?

“Zannın çoğundan sakının” emri… Biz?

“Yapmayacağınız, yapamayacaklarınızı söylemeyin” emri… Biz?

“Allah Resulüne uyun” emri… Biz?

“Takva libasına bürünün” emri… Biz?

“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” emri… Biz?

“Ölçü ve tartıda hile yapmayın” emri… Biz?

“Düşünün, tefekkür edin emri” emri… Biz?

“Kur’an’ı tertil üzere okuyun” emri… Biz?

“Şeytanı takip etmeyin” emri… Biz?

“Adaletli olun” emri… Biz?

“Zulmü desteklemeyin” emri… Biz?

“Boş işlerden uzak durun” emri… Biz?

“Dini Allah’a has kılın” emri… Biz?

Aklı, kalbi, ruhu ve hayatı Kur’an ile donanmış müminler olmak duası ile…

Ferhat Özbadem