Kıssadan HisseArşiv
Eski zamanda bir hoca, talebelerinden birini, çalışkanlığından, zeka ve anlayışından dolayı diğerlerinden daha çok seviyor ve takdir ediyordu. Hocanın bu sevgi ve takdiri diğer öğrenciler tarafından biliniyor ve için için kıskanılıyordu. “Hoca neden yalnız bu arkadaşa ilgi ve yakınlık gösteriyor, aramızdaki tek zeki ve çalışkan o mu?” şeklinde laflar ediyorlardı.
Dinî inançlara ve yasayışa uzak bir gençtir Ertan. Öğrencilik yılları da hep böyle geçmiştir. Sadece kendi düşünceleri doğrudur. Mezun olup askerliğini yaptıktan sonra bankada çalışmaya başlar, bu arada evlenir, çoluk çocuğa karışır.
Şeyh Hacı Bayram Veli`ye derviş olanlardan vergi alınmıyor… O devirdeki kural bu!.. Zamanın padişahının Ona olan saygısından koyduğu bir kural.. Önüne gelen de bu nedenle Şeyh Hacı Bayram`dan el alıp, derviş oluyor!..
Büyük Türk Padişahı Yavuz Sultan Selim, sert ve gerektiğinde şiddete başvuran bir hükümdar olmakla beraber, dindarlığı, Allah’a ve Resulüne bağlılığı bu konuda iddialı olan bir çoklarını geride bırakırdı. Suriye ve Mısır’ı fethedip Kölemenler devletini yıktıktan sonra mukaddes emanetler ve “Müslümanların halifesi” unvanı kendine geçmişti.
Ünlü hükümdar Timur'dan sonra yerine geçen oğullarından Şahruh (XV. y.yıl) babasının tersine bilime ve bilgine değer veren, dindar, halim, selim biriydi. Bilginlerle oturup kalkmaktan zevk alırdı. Şahruh'un çevresindeki bilgin kişilerden biri de Nimetullah Efendi idi. Aynı zamanda evliyadan olan Nimetullah Efendi'nin dilinden düşürmediği bir söz vardı: "Allah haramdan kaçanı korur" (Yani kişi haramdan kaçarsa Allah ona
Heraklius ile Ebû Süfyan arasındaki konuşmanın bir kısmı şöyledir: Heraklius: Sana bazı şeyler soracağım. Eğer yalan söyleyecek olursan, bil ki yalancılık hiç kimseye bir fayda sağlamaz. Ayrıca eğer yalan söyleyecek olursan arkadaşların doğrusunu söyleyeceklerdir. Onlar senin yalanlarına müdahale edeceklerdir. Söyle bakalım, aranızdan çıkan ve peygamber olduğunu söyleyen bu kişi kimdir?
Bir Çingene Ali vardı, umutsuz bir biçimde padişahın kızı Selma’ya aşık olmuştu… Öyle ya aşık olduğu padişahın kızı, kendisi ise bir Çingene Ali… Olacak şey miydi?!! Ama aşık olmuştu bir kere Ali, aklı fikri padişahın kızı Selma’da idi… Kafasını bir oraya vuruyor olmuyor, bir bu yana vuruyor olmuyor… Onu sevenlerden biri “Sen bir de Abdulkâdir
Gazneli Sultan Mahmud, bir av merasiminden dönerken bir köyde, Ayas adında bir delikanlı ile tanışmıştı. Ayas’ın söz ve davranışlarındaki farklılık, bunlardan yansıyan zeka parıltıları karşısında Sultan Mahmud, bu delikanlıda bir cevher olduğunu sezmiş ve onu kendi rızası, ana-babasının izniyle Gazne’deki sarayına götürmüştü.