Kurban nasıl bayram oldu?

Siz de biliyorsunuz ki her yıl Kurban Bayramını heyecan ve mutluluk içinde kutluyoruz. Durumu olanlar Allah Rızası için kurban kesip (inşallah) günahlarından temizleniyorlar, etlerini fakirlere dağıtıp, aile ve misafirlerine ikram ediyorlar.

Bazı kardeşlerimiz var ki bir sene boyunca evlerine et getiremiyor ancak bayramdan bayrama et götürebiliyor, çocuklarına sadece bayramda et yedirebiliyorlar. Muhakkak kurbanı kesen de bunun ecrini yüce Mevlamızdan alacaktır.

Hiç düşündünüz mü acaba ilk kurban nasıl kesildi? Sonra bize kadar nasıl geldi ve bu kurban bayramı nasıl oldu?

Hazreti İbrahim yaşlanmış olduğu halde Allah’a dua ediyor ve “yarabbi… Ne olur bana bir erkek evladı ver “ diyordu ya… Bir gün de duasında; “Allahım… Bana bir evlat verirsen onu senin için kurban edeyim” diye adakta (söz verdi) bulundu.

Sonra bildiğiniz gibi Hacer annemizle evlendi ve ondan İsmail adında nur topu bir erkek evladı oldu.

İsmail yedi yaşına basınca Hazreti İbrahim, üç gün üst üste rüyasında; “Ey İbrahim. Adağını yerine getir ve İsmail’i kurban et” diye bir ses duydu.

ADAK YERİNE GETİRİLİYOR

Hz. İbrahim yaşadığı yerden Hacer annemizin ve küçük İsmail’in yaşadığı yere yani Mekke’ye gelerek, İsmail’i odun toplamak için yanına aldı ve birlikte ıssız bir yere gittiler.

Yolda şeytan onlara insan şeklinde görünerek önce İbrahim (a.s) kandırarak onu bu işten vaz geçirmeye çalıştı. O, “Bu Allah’ın bir emridir ve ben de vaz geçmem” diyerek yerden aldığı bir taşı şeytana attı.

Sonra şeytan İsmail’e “Baban seni kesecek…” diyerek onu da kandırmaya kalkıştı. O da “Eğer babama Allah emrettiyse onun bunu yapmasına ben karşı gelmem” diyerek o da yerden bir taş alarak onu şeytana attı.

Onları kandıramayan şeytan bu sefer Hacer annemize giderek onu annelik şefkatinden (sevgisinden) yakalamak istedi ve “İbrahim, İsmail’i kesmeye götürüyor. Onu engellemeyecek misin?” diye sordu. O da “Eğer bunu İbrahim’e Allah emrettiyse ben ona engel olmam” dedi ve yerden bir taş alarak onu şeytana attı.

Sevgili çocuklar,

Hacca giden büyükleriniz hac hatıralarını anlatırken “şeytan taşladık” derler. Orada taş veya betondan yapılmış üç sütun (direk) vardır, şeytan niyetine ona taş atarlar. Ama Hz. İbrahim’in, Hz. İsmail’in ve Hacer annemizin şeytanla olan uğraşlarını hatırlayarak.

İSMAİL’İ KESMEYEN BIÇAK

İbrahim oğlu İsmail’e, buraya niçin getirildiğini anlatarak, bu emrin kendisine Allah tarafından verildiğini söyledi. İsmail de; “Babacığım. Sana emr olanı sen yerine getir. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın” dedi.

İsmail’in elleri bağlandı, yüzün koyu yatırıldı ve bıçak boğazına sürüldü.

Ama o da ne! Bıçak İsmail’i kesmiyordu.

Hazreti İbrahim bıçağı masatladı (biledi) ve tekrar İsmail’in boğazına çaldı. Ama bıçak bu sefer yine kesmedi.

İbrahim elindeki bıçağı yanında ki bir taşa çaldı. Taş ikiye bölündü.

Taşı ikiye bölen bıçak İsmail’i bir türlü kesmiyordu.

Hz. İbrahim üçüncü kere İsmail’i kesmeyi denedi. Ama olmuyor, bıçak İsmail’i kesmiyordu.

Bu esnada Yüce Allah İbrahim (a.s) seslenerek;

“Ey İbrahim. Sen rüyana sadakat gösterdin. Ben de sana oğlun İsmail yerine meleğim Cebrail ile boğazlayabileceğin bir kurbanlık (koyun) veriyorum, onu boğazla” buyurdu.

İbrahim, İsmail’e; “Kalk yavrucuğum. Allah senin yerine bir fidye (karşılık) gönderdi” dedi ve İsmail’i yerden kaldırdı.

Hz. İbrahim, Hz. İsmail ve Hacer annemizin yaşadıkları bu çetin (zor) sınavın sonunda bu mübarek insanlar bir kurbanlık koçla ödüllendirilince, İbrahim ve İsmail birlikte bizim kurban keserken getirdiğimiz tekbiri getirdiler;

“Allahü ekber, Allahü ekber. (Allah en büyüktür, Allah en büyüktür)

La ilahe ilallahu, vallahü ekber. (Allahtan başka ilah yoktur, Allah en büyüktür)

Allahü ekber velillahil hamd”(Allah en büyüktür ve hamd sadece Allah’adır)

İşte sevgili çocuklar,

Kurban bayramı olarak kutladığımız gün ta o günlerden bize kadar gelen ve İsmail (a.s) yerine kurbanlık koç kestiğimiz günün anlamı budur.

Kurbanın bizdeki manası; “Allahım, bizler de senin emirlerin karşısında bu kutlu insanlar gibi dim dik ayakta duracağız” diye söz vermektir.

Gelecek yazımda da Kâbe’nin nasıl yapıldığını görelim, olur mu?


Warning: Use of undefined constant rand - assumed 'rand' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/yusufbah/public_html/wp-content/themes/ribbon/single.php on line 35

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.