Stersin sebebi: Allah’ı unutarak yaşamak
Kuran ahlakının yaşanmadığı toplumlarda insanlar stresli bir hayat yaşarlar. Stres, vücuttaki dengeyi bozan ciddi bir durumdur. Pek çok insanın Allah’a teslimiyeti tam manası ile yaşayamamalarından dolayı bedenlerinde oluşan bu olumsuz durum, bir süre sonra psikolojik kökenli hastalıklara yakalanmalarına neden olur. Panik atak, kalp ve mide rahatsızlıkları, halsizlik, uykusuzluk, migren, gibi hastalıklar nedeni ile bedensel olarak da hızla çökmeye başlarlar. Tüm bu hastalıkların oluşma sebebinin yalnızca stres olduğunu elbette ki söyleyemeyiz.
Ancak çıkış noktalarının çoğu kez psikolojik kaynaklı olduğu bilimsel olarak ispatlanmış bir gerçektir.
Allah, kimi hidayete erdirmek isterse, onun göğsünü İslam’a açar; kimi saptırmak isterse, onun göğsünü, sanki göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı kılar. Allah, iman etmeyenlerin üstüne işte böyle pislik çökertir. (En’am Suresi -125)
Allah’a teslim olamayan ve Kuran ahlakı ile yaşamayan insanlar, yaşadıkları zor ve sıkıntılı hayatta genç yaşlarına rağmen yıpranmış bir bedene, solgun ve sağlıksız bir yüze sahip olurlar. Gelecek için her zaman endişe içindedirler. Olaylara yaklaşımları çoğu zaman olumsuz ve ümitsizdir. Sürekli hayal kırıklığı yaşar, çevrelerine ve kendilerine küserler. Bu olumsuz ruh hali bazısının çok fazla yemek yemesine, bazısının da hiç yiyememesine neden olur. Bir süre sonra ya çok şişman ya da çok zayıf bedenleri de onlar için ayrı bir stres konusu haline dönüşür.
Allah’ı birleyen (Hanif)ler olarak, O’na ortak koşmaksızın. Kim Allah’a ortak koşarsa, sanki o gökten düşmüş de onu bir kuş kapıvermiş veya rüzgar onu ıssız bir yere sürükleyip atmış gibidir. (Hac Suresi – 31)
İman etmeyenler mutluluk ve huzuru sürekli dünyevi zevklerde ararlar. Birçok insanın bir arada bulunduğu kapalı, karanlık ve gürültülü eğlence mekânlarında insanlar, sorunlarından uzaklaşmaya çalışırlar. Ancak çoğu zaman havasız ve sağlıksız olan bu ortamlarda, uyuşturucu veya içki ile sorunlarından anlık olarak uzaklaştıklarını zannetseler de, sorunlarını katladıklarından habersizdirler. İçki ve bağımlı oldukları diğer maddelerin etkisi ile gözlerinin altında mor halkalar oluşur. Yüzleri koyu sarı, sağlıksız bir hal alır. Dişleri ve dilleri sararır ve sürekli pis kokarlar. Kulakları bir süre sonra az duymaya başlar. Kendilerini her zaman halsiz ve yorgun hissederler. Dalgın ve endişelidirler. Stresten oluşan tikleri vardır.
Kötülükler kazanmış olanlar ise; her bir kötülüğün karşılığı, kendi misliyledir. Bunları bir zillet sarıp kaplar. Onları Allah’tan (kurtaracak) hiç bir koruyucu yok. Onların yüzleri, sanki bir karanlık gecenin parçalarına bürünmüş gibidir. İşte bunlar ateşin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır. (Yunus Suresi -27)
Kuran ahlakı ile yaşayan, Allah’a tam teslim olmuş müminler arasında ise, teslimiyetten gelen bir huzur, sağlık ve canlılık hâkimdir. Karşılaştıkları olumsuz her olayın kaderlerinde olduğunu ve kendileri için Allah’ın her şeyi hayırla yarattığını bilen müminler, asla huzursuzluk ve stres yaşamazlar. Kadere tevekkül, müminlerin yaşamına büyük bir konfor getirir. Bütün bunların sonucunda da son derece sağlıklı bir yüz ve bedene sahip olurlar. Çoğu zaman nüfus kâğıdındaki yaşlarından çok daha genç gösterirler. Üşenme ve uyuşukluk, asla müminlerin sahip olmadığı özelliklerdir. Bu canlılıklarından dolayı da Allah’ın izni ile her zaman genç ve dinç kalırlar. Yüce Rabbimiz, iman eden bu kişilerin yüzlerinden tanınacağını bir ayetinde şu şekilde bildirmiştir:
Muhammed, Allah’ın elçisidir. Ve onunla birlikte olanlar da kafirlere karşı zorlu, kendi aralarında ise merhametlidirler. Onları, rüku edenler, secde edenler olarak görürsün; onlar, Allah’tan bir fazl (lütuf ve ihsan) ve hoşnutluk arayıp-isterler. Belirtileri, secde izinden yüzlerindedir. İşte onların Tevrat’taki vasıfları budur: İncil’deki vasıfları ise: Sanki bir ekin; filizini çıkarmış, derken onu kuvvetlendirmiş, derken kalınlaşmış, sonra sapları üzerinde doğrulup-boy atmış (ki bu,) ekicilerin hoşuna gider. (Bu örnek,) Onunla kafirleri öfkelendirmek içindir. Allah, içlerinden iman edip salih amellerde bulunanlara bir mağfiret ve büyük bir ecir va’detmiştir. (Fetih Suresi -29)
Allah, her durumda O’na sığınabilen, tam teslimiyetli kullardan olmamızı nasip etsin inşaAllah.