28 Kas 2011
Özgürlük
Genel Türkçe Sözlükte özgürlük sözcüğü şöyle tanımlamaktadır.
1.Herhangi bir kısıtlamaya zorlamaya bağlı olmaksızın düşünme veya davranma, herhangi bir şarta bağla olmama durumu.
2.Her türlü dış etkiden bağımsız olarak, insanın kendi düşüncesine dayanarak karar verme durumu.
Yapılan bu tanıma bakarak denilse ki …
Hayatının herhangi bir bölümünde bir kez dahi olsa kendi isteği dışında başkasının arzu ve isteği doğrultusunda bir şey yapan kişi kendini özgür bir insan olarak tanımlayabilir mi? Bu soruya ‘’Hayır bir seferlik olmuş olabilir ama bu o insanın özgür olmadığını göstermez’’ diyenler varsa buyurun bakalım.
Dünyaya gelip gelmeme tercihini yapan birisi oldu mu? Hayır mı? Ne yani şu yaşayan herkes kendi tercihi dışında başka bir sebeple mi dünyada? Bir başkasının iradesi ile geldiğiniz şu dünyada özgürlükten bahsedilmesi sizce de saçma değil mi? Kendi başlangıç noktası dahi bir başkası tarafından belirlenmiş olan bu kişi ben özgürüm diyebilir mi? Peki, ömrünün nerde biteceğini bilen var mı? İntihar eden bile son nefesini verirken acaba bu benim son nefesim diye karar verebiliyor mudur? Kendin mi seçtin cinsiyetini? Suretini kendin mi sipariş ettin? Anneni, babanı sen mi tayin ettin? Kardeşlerini seçebildin mi bari? Çocuklarını seçebilir misin? Peki, nerde doğacağını? Ne kadar yiyeceğini ya da ne kadar içeceğini biliyor musun ömrünün sonuna kadar? Bir dağdan atıp kendini özgürce uçabilir misin kuşlar gibi? Mikroplara karşı özgürlüğünü ilan edip ben karar verdim artık hasta olmuyorum diyebilir misin?
Hiçbir okul okumadan doktor olmaya karar verdim desem bana deli derler mi? Bir kadına sırılsıklam aşığım, onunla evlenmek için onun da onayını almam gerekli mi? Durduk yere caddede giderken kahkaha patlatsam özgürce bir hareket sergilemiş olur muyum yoksa dangalak muamelesi mi görürüm? Kiramın bedelini kendim belirlemek istiyorum desem ev sahibine, bana ne der? Hocadan istediğim kadar not alabilir miyim? Hayatın içinde ne kadarcık şeye karar verdin? Özgürlük sizce ne kadar özgür? Özgürlüğü, özgür bıraksak ne olur?
Bir deneyelim, mesela bir beden verelim adına özgürlük denen şu mefhuma. Adı da özgür olsun kendisi de… Her zaman her yerde özgürlük dedikleri gibi her zaman her yerde bizimle ve özgür olsun. Kiminizin karısı olsun kiminizin kocası. Şimdi bu kişilik özgür olduğu için istediği herkesle birlikte olmak istese onu kim kabul eder? Anneniz ya da babanız olsa bu özgürlük sizi bir paçavra gibi kullansa ya da tepenizde durup her istek ve emrine sizi amade istese buna gönül rahatlığı ile kim evet diyebilir? Arkadaşınız olsa özgür olduğu için size karşı olan her hareket ve tavrını kabul eder misiniz? Zannediyorum bu kavramın yeniden sorgulanması ve tanımlanması gerekiyor. Öncelikle varlığından başlayalım derim acaba gerçekten özgürlük var mı?
İnsanların kullandığı dilde esaret kelimesinin bulunması dahi özgürlüğün olmadığının en büyük delilidir. Esaret esir etti özgürlüğü, kimi zaman kısmen kimi zaman tamamen esir etti. Hiç kimse yakasını kurtaramadı esaretten ama hiç kimse… Her özgürce hareketin başında dahi esaret var bana göre bilmem farkında mısınız? Para kazanmak için köle gibi çalışıp sonra özgürce harcamamız gibi. Konuyu sadece ekonomi olarak düşünmeyin özgürce bir davranışınızın başlangıç noktasına bakarsanız sizde göreceksiniz ki esarete esiriz. Başlangıca esareti almayıp özgürlüğü koyarak başka bir denklem kuralım ve birine sınırsız özgürlük verelim. O biri, sınırsız özgürlüğü kullanmaya kalktığı anda bunun tezahürü de diğer insanlar için esarettir. Yüksek sesle müzik dinleyen bir kişinin, diğer bir kişinin sessizlik alanını ihlal etmesi gibi. Bu durumda konuya nereden bakarsanız bakın ya başında ya sonunda ya da hem başında hem sonunda esaret olan bir özgürlükten bahsediyoruz.
İkincisi: Bu özgürlüğü bir tek kişiye sunarsanız bu adalete ters düşer, herkese sunmanız ise imkânsız. Peki, bu durumda hangisinden vazgeçmemiz gerekiyor. İnsan düşünmeden edemiyor bu özgürlük çığırtkanlığı yapanlar acaba sırf kendileri için mi istiyorlar bu özgürlüğü? Eğer herkes kendi adına istiyorsa neden toplu olarak yapıyorlar bu çığırtkanlığı?
Üçüncüsü: Ahlak kavramı varken özgürlük demek ne demek? Eğer özgürlük asılsa bunların ahlak kuralları hangi temellere oturuyor? Bu İnsanlar nefsani ve cismani arzularına özgürlük elbisesi giydiriyor ve toplumu da bunu kabule zorluyorlar. Öyle anlaşılıyor ki bu insanların özgürlük anlayışı ya adalete ya ahlaka ya da her ikisine birden ters düşüyor. Sorun nereden kaynaklanıyor dersiniz?
Şeraiti ‘’eskiden insanların bedenleri köle ama ruhları, iradeleri özgürdü. Bilal Habeşî bir köle idi ama Müslümanım diyebiliyordu’’ diyor. Peki ya şimdi nasıl oldu biliyor musunuz? Dinlerini ellerinden aldılar bu insanların, mukaddesatlarını aşağıladılar. Kabul edenleri vatansever etmeyenleri hain ilan ettiler. Bugün Özgürlük çığırtkanlığı yapanlar daha dün baskı altında olmasına rağmen özgür bir tercihte bulunarak seçtiği başbakanı dahi astılar. Biz asılız biz ne dersek o olur dediler ve cebren kendi düşüncelerini dikta ettiler. İkinci devre yine ünlü sosyoloğun dediği gibi ‘’ruhları köleleştirip bedenleri özgür kıldılar’’. Derken huzurunuzda bulunan durum ortaya çıktı. Sözleri Müslüman, ahlakı Müslümandan başka bir şey.
Madem özgürlük yok diyorsun o zaman neden bu yapılanlara itiraz ediyorsun diye bir soru sorulabilir. Evet, ben abd ve köleyim buna itiraz etmiyorum. Çünkü kul ve köle olmak bizim için en büyük şeref ve en değerli payedir. Kapısında çırpınırız kulluğun kabul edilmek için. Yalnız ben ALLAH’ın kulu ve kölesi olmak istiyorum ondan başkasının değil. Bu nedenle diyorum ki;
LA İLAHE İLLALLAH.
Warning: Use of undefined constant rand - assumed 'rand' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/yusufbah/public_html/wp-content/themes/ribbon/single.php on line 35